En eski İstanbullu: Dikilitaş

Paylaşın:

Sultanahmet Meydanını süsleyen, eski çağlardan kalma üç sütun vardır. Biri Dikilitaş, diğer ikisi Burmalı (Yılanlı) Sütun ile Örme Sütun’dur.

Doğu Roma imparatorları Roma şehri ile yarışmak üzere Konstantinepolis’te (İstanbul) imar faaliyetlerine girişmişler, devasa yapılar inşa etmeye başlamışlardı. 390 yılında İmparator Theodosius-I, sıfırdan yapı inşa etmek yerine Mısır’dan üst ucu ehram (piramit) şeklinde yontulmuş yekpare granit bir sütun getirtir. Sütunun dört yüzünde de hiyeroglif kitabeler vardır. Biz buna Dikilitaş diyoruz.

Bu sütun, Mısırda Yukarı Mısır bölgesinde Eski Mısır İmparatorluğunun en haşmetli devirlerinden birini temsil etmiş Firavun Tutmosis-III (MÖ. 1504–1450) tarafından tahta geçişinin 30. yılı hatırası olarak diktirmiş, devlet merkezi olan Teb şehri civarında yaptırdığı muazzam tapınağın önüne konulmuştu. Ayrıca Fırat’ın doğusunda Mitanni Devleti’ne karşı Naharin’de kazandığı zafer de yadedilmişti.

İstanbul’a nasıl getirildiği bilinmiyor. Rivayete göre Dikilitaş, ağırlığından ve uzunluğundan dolayı gemilerle taşınamamıştı. Bu nedenle, normalde uzunluğu 30 metre olduğu tahmin edilen sütunun 10 metre kadarının kesildiği söylenir. Dikilitaş’ın günümüzde kaidesiyle birlikte toplam uzunluğu 24,87 metredir. Ağırlığı 200 ton olarak tahmin edilmektedir. Bugün kaide kısmı, zeminden biraz aşağıda kalmıştır. Çukurda kalan kısmın etrafı bir küçük susuz havuz şeklinde tanzim edilmiş ve bu susuz havuzun dört kenarına da yirmi aded taş baba arasına demir bir korkuluk konmuşdur.

KAİDE NELER ANLATIYOR:
Mermer kaidenin dört ayrı yüzünde şu tasvirler bulunmaktadır.
KUZEY: İmparator Dikilitaş’ın dikilmesini seyretmektedir.
GÜNEY: İmparator sağında iki oğlu, solunda Valentinianus-II olduğu halde araba yarışlarını seyretmektedir.
BATI: Theodosius-III tahtında oturmuş, sol tarafında karısı, sağında iki oğlu Arkadius ve Honorius bulunmaktadır. Mağlup olarak getirilen esirler veya tebanın ileri gelenleri diz çökerek saygılarını göstermektedirler.
DOĞU: İki oğlu arasında duran imparator elinde tuttuğu defne dalından çelengi kazanan araba yarışçısına takmak için beklediği, müzisyenlerin de Pan düdüğü denilen yedi kamışlı düdükler çaldıkları görülmektedir.

Kaidenin alt tarafındaki kabartmalarda Dikilitaş’ın nasıl dikildiği tasvir edilmiştir. Yine kaidenin alta taraflarında Latince ve Yunanca kitabeler vardır. Latincesi XVI. Yüzyıl gezginlerince çevrilmiş olup, şu şekildedir:

DIFFICILIS QVONDAM DOMINIS PARERE SERENIS
IVSSVS ET EXTINCTIS PALMAM PORTARE TYRANNIS
OMNIA THEODOSIO CEDVNT SVBOLIQVE PERENNI
TER DENIS SIC VICTVS EGO DOMITVSQVE DIEBVS
IVDICE SVB PROCLO SVPERAS ELATVS AD AVRAS

Eskiden güçlü efendilere boyun eğmek zordu.
Yüce Efendimiz tiranlara baskın çıkmamı emretti.
Her şey Theodosius’un ve Onun ebedi soyunun önünde eğildi.
Sütun üç defa on (otuz) günde yenildi.
Vali Proclos tarafından göklere yükseltildi.

Kaide üzerinde yeralan Yunanca kitabe ise şöyledir:

KIONA TETPAΠΛEYPON AEI XΘONI KEIMENON AXΘOC
MOYNOC ANACTHCAI ΘEYΔOCIOC BACIΛEYC
TOΛMHCAC ΠPOKΛOC EΠEKEKΛETO KAI TOCOC ECTH
KIΩN HEΛIOIC EN TPIAKONTA ΔYO

Yerde uzanmış yatan bu dört yüzlü sütunu,
Sadece İmparator Theodosius kaldırmaya cesaret etti,
Görev verdi Proklos’a ve bu kocaman sütun,
Otuz iki günde büyük çabayla dikildi.

Latince ve Yunanca metinlerde taşın kaç günde dikildiği konusunda farklı zamanlar verilmiş. Bunun makul bir açıklaması var mıdır bilmiyoruz.

Dikilitaş’ın dört yüzü

HİYEROGLİFLER NE ANLATIYOR:
Gelelim abinenin dört yüzünde yer alan hiyeroglif yazılarına ki; bunlar 1823 yılında okunmuşdur.

DOĞU: “XVIII. Sülaleden Üçüncü Tutmosis, Tanrı Ammon’a adağını sunar. Kudretli Horus’un yardım ve himmeti ile Yukarı ve Aşağı Mısır’ın sahibi, Ulu Güneşin manevi sülalesinden Tanrı Tem tarafından terbiye edilmiş ve beslenmiş ve kutsal tanrıça Nit’in nazlı kucağında büyütülmüş Tutmosis, bütün denizleri ve nehirleri hükmü altına alarak hükümdarlığının otuzuncu bayram yılında bu sütunu, daha nice zamanların getireceği bayramlar için yaptırdı ve diktirdi.”
GÜNEY: “Tanrı Horus’un feyizli ihsanlarına mazhar olmuş, Yukarı ve Aşağı Mısır’ın hükümdarı Tutmosis, kuvvet ve adaleti ileTutmozis askerlerinin önünde olduğu halde Mezopotamya’ya kadar gitmiş, Akdeniz’de dolaşmış, büyük muharebeler yapmışdır.”
BATI: “Hükümdar Tutmosis, Tanrı Ammon’a olan adağını ve acziyetini takdim eder. Aleme feyiz saçan altın renkleri, doğan güneşde tecelli etmiş Horus’un bahşettiği kuvvet, servet ve şiddetle, Yukarı ve Aşağı Mısır’ın taçlarını başında taşıyan Güneşin oğlu Tutmosis, tahtında aleme güneş gibi ışık saçarak, bu eseri babası Tanrı Ammon-Ra için yapdı.
KUZEY: “Tutmosis, Ammon-Ra’ya olan adağını büyük bir acizlikle takdim eder. Horus’un bahşettiği kuvvet ve kudret ile Memleketinin hududunu Mezopotomya’ya kadar götürmeye azmetti.”

Dikilitaş’ın bir eşi Paris’de Concorde (Konkord) Meydanının ortasındadır. 1836 yılında Mısır’dan getirilmiştir.

KAYNAKLAR
En Yaşlı İstanbul Vatandaşı Dikilitaş, Semavi Eyice, İlgi Dergisi (1985), s. 42, shf. 18-23
Eski İstanbul Abidat ve Mebanisi, Celal Esat Arseven, Çelik Gülersoy Vakfı yayınları, İstanbul-1989
Konstantinopolis Hipodromu’nun Anıtları ve Süslemeleri, Jonathan Bardill, I/154-164, Pera Müzesi Yayınları, İstanbul-2010
Cleopatra’s Needles and Other Egyptian Obelisks, Sir Ernest Alfred Wallis Budge, shf. 160-165, Kessinger Publishing, Whitefish, MT-2010

Paylaşın:

Sevebilirsin...