Nebbaş: Ölü soyucu

Paylaşın:

Mısır’da, tebasına yaşattıklarından dolayı pek hayırla yadedilmeyen Fâtımîler döneminde bir nebbaş (*) türer. Yeni defin yapılmış mezarları açıp ölülerin kefenlerini, mezarın içine konulan tahtaları, üzerinde bırakılan değerli şeyleri alıp götürmektedir. Cenaze sahipleri şikayetçi olsa da kolluk kuvvetleri umursamaz. Zavallı halk ne yapsın, herifi kendileri yakalamak isterler. Nebbaşı, yine bir mezarı açarken suç üstü yakalayıp oracıkta ağaca asıp idam ederler.

Herkes “Çok şükür kurtulduk!” deyip derin bir nefes almaya başladığında ortaya başka bir nebbaş çıkar ki, eskisine rahmet okutur. Sadece ölüleri değil, dirileri de kasıp kavurur. Geceleri dadandığı mezarları sadece soymayıp, cesetleri kazığa oturtmaktadır. İnsanlar her sabah yeni kazılmış mezarların yanıbaşında kazığa geçirilmiş cesetleri görünce dehşete düşerler.

Halk her iki nebbaşın adlarını bilmediklerinden suçüstü yakalayıp sallandırdıkları eskisinden “nebbâşu evvel” (ilk nebbaş), yenisinden de “nebbâşu sânî” (ikinci nebbaş) diye söz ederler. “Meğer nebbaşu evvel ne kadar iyi adammış, kıymetini bilememişiz” diye yakınırlar.

Kazığa oturtulan cesetlerin sayısı gittikçe artar. İkinci nebbaşa sövüp sayarlarken ilkini astıklarına bin pişman olup dualar ederler. Bu öylesine yerleşir ki bir kaç kuşak sonra hikayeler unutulur. Ama nebbâşu evvele dua edilmesi unutulmaz.

(*) NEBBAŞ (نبّاش) : Arapça nbş (نبش) kökünden gelir. “Mezarları açarak ölüleri soyan haydut” anlamında kullanılmaktadır.

Olur Böyle Vakalar, Ahmet Sarbay

Paylaşın:

Sevebilirsin...