Baloncu Comasgi İstanbul’da

Paylaşın:

İstanbul’da ilk defa balonla uçma denemesi 10 Haziran 1844 yılında ve Abdülmecid Han zamanında yapılır.

Abdülmecid Han

Comasgi ismindeki bir İtalyan gerekli izinleri aldıktan sonra mekan olarak Haydarpaşa’da İbrahimağa çayırını seçer. Gösteri günü geldiğinde, devleti temsilen bir grup ile kalabalık bir halk topluluğu hazır olurlar. Bunlara yabancı elçilik elemanları da katılır. Sultan Abdülmecid de Haydarpaşa köşküne gelerek bu ilginç denemeyi izlemek ister. İstanbul’un iki yakasını birleştirmenin değişik yollarını arayan devlet, kayık ve vapurlara alternatif bir ulaşım aracı arayışı içindeydi. Bu bakımdan deneme büyük önem arzediyordu.

Comasgi, önce rüzgarın yönünü tespit etmek için küçük bir balon uçurur. Sonra diğer balonun havası basılır. Binmeden hemen önce yazdığı mektubu Sultan’a arzeder. Mektup bir dilekçedir ve ikinci bir denemenin daha yapılabilmesi için izin istemektedir.

Comasgi’nin İstanbul’daki uçuşları, Avrupada geniş yankı uyandırır.

Comasgi işini bitirince balonun sepetine girer. Saatler tam 10’u gösterirken ipler çözülür ve yavaşça havalanır. Rüzgar onu Yalova istikametine sürükler. Pazarköy üzerine varınca burada inmek isterse de başaramaz. Yakınlardaki Demircideresi mevkiinde yere inebilir.

İkinci uçuşunu Taksim’den yapacağını ilan eder. Ancak şiddetli rüzgar bunu bir kaç kere ertelemesine sebep olur. Nihayet gelip çatan Ramazan bayramının üçüncü günü saat 11’de Taksim meydanından havalanır. Önce İstanbul üzerinde biraz dolanır. Sonra Yeşilköy civarındaki Safraköy’üne (Sefaköy) sağsalim iner.

Comasgi üçüncü uçuşunu, Padişah’ın kızkardeşi Adile Sultan‘ın düğününde gerçekleştirir. O gün sert bir Poyraz esmesine rağmen kırmızı beyaz dilimli balon havalanır. Önce İstanbul üzerinde bir saat kadar dolanır. Daha sonra güneye doğru yönelir ve gözden kaybolur. Kendisinden bir daha haber alınamaz.

Comasgi’nin İstanbul’daki uçuşları, Avrupada geniş yankı uyandırır. Gazete ve dergiler günlerce Comasgi’nin akıbeti konusunda yayın yaparlar.

Geçmişe Mazi Derler, Ahmet Sarbay, İstanbul-2003

Paylaşın:

Sevebilirsin...