Bekarete Kemer Takmak

Paylaşın:

Avrupa için karanlık, doğu içinse aydınlık bir zaman dilimi olan orta çağda, her iki taraf da ilginç keşiflerde bulunmuş. Doğu alemi su kemerleri inşa ederken batı dünyası da bekaret kemerleri imal etmiş.

Bekaret kemeri denilen şey, demirden yapılmış, üzeri deriyle kaplanmış bir çemberdir. Ön kısmında da bir kilit bulunmaktadır. Yaptıranın maddi seviyesine göre altın veya gümüşten de olabiliyordu.

Haçlı seferlerine çıkan asilzadeler ve şövalyeler, kendi yokluklarında eşleri şeytana uymasın diye imalatçılarına sipariş verince piyasaya acayip bir hareketlilik gelir. İmalathanelerin önü kuyruktan geçilmez. İş, araya hatırlı kişiler koymaya kadar gider. Sonuçta alt taraf bir kemerin fiyatı bugünün son model otomobiliyle yarışır olur.

Bu arada kilit ve anahtarcı esnafının da keyfi yerindedir. Haçlı Ordusu yola çıktığında en gözde meslek çilingir esnafının uhtesinde kalır. Zira kocaları huşu içinde Kudüs’e doğru yola çıkan kadınların alayı çilingirlere koştururlar. Söz konusu anahtarların bir kopyasını da bu kadınlara satan esnaf köşe üstüne köşe döner. Sonuçta kazanan kadınlar ve anahtarcılar olur. Kocaların ise yüzde 80’i yollarda telef olur.

Bu kemerler 18. yüzyıl başlarına kadar kullanılmış. Sonraları artık kullanılmaz olmuş. ancak bugün Avrupa’nın pek çok toplumunda eşlere sembolik olarak takılıyormuş. 1900’lü yıllarda kemer resimli kartpostallar yok satmış. Avrupa’da hürriyet kahramanlığı yapan İttihat ve Terakki mensupları bunlardan bolca tüketerek İstanbul’a şifreli tebrikler göndermişlerdi.

Bugün Avrupa müzelerinde sergilenen örneklerini görmek mümkün. Eski Avrupa yazarlarının eserlerinde de bu kemer meselesi sıkça işlenmektedir.

Geçmişe Mazi Derler, Ahmet Sarbay, İstanbul-2003

Paylaşın:

Sevebilirsin...