“Moskova gözyaşlarına itimat etmez” (*)

Paylaşın:

Günümüzde yaşanan her olayın tarihte mutlaka bir iz düşümü vardır. Eskiler, “tarihten ibret alınması gerektiğini hep hatırlatırlar. İbret alanlar, geleceklerini sıhhatli kurgulayıp mutlu mesut yaşarlar.

23 Şubat 2022’de başlayan Rus saldırısı, Ukrayna topraklarını kana boyamaya başladığında, bunların daha önce de yaşandığı kimsenin aklına gelmemişti.

Ukrayna dümdüz ve bereketli arazilerle kaplıdır. Kırım’dan yola çıkan, doğru dürüst bir tepe aşmadan Moskova önlerine gelir dense abartı olmaz. Halkı kendi halinde ve saldırgan değildir. Bu sebeplerle tarih boyunca çeşitli kavimler tarafından istila edilegelmişlerdir; Atilla’nın orduları, Tatar süvarileri, Çarlık Rusyası, Bolşevik Rusya, Alman panzerleri…

Abdürreşid İbrahim Efendi’nin hatıraları

Bunlardan sadece Kırım Hanlığı döneminde en rahat yıllarını yaşamışlardı. Zira kimse dinlerine dillerine ilişmemişti. Ancak Çarlık Rusyası kabus gibi çökmüştü üzerlerine…

1917 yılında Çarı devirip iktidara gelen Bolşeviklere ve başkent Kiev yakınlarındaki Alman ordusuna güvenirler. Bağımsızlık beklerken eskisinden bin beter duruma düşerler.

Sovyet Rusya ordusu, 1918’de orantısız bir güçle Kiev’e saldırır. O günlerde bölgede bulunan Abdürreşid İbrahim Efendi’nin hatıralarından öğrendiğimize göre, sadece şehir merkezinde 3-4 bin kişiyi katlederler. Öylesine gözleri dönmüştür ki, mermi israfı olmasın diye 300 kadar tutuklunun bulunduğu şehir müzesini havaya uçururlar.

1920 yılında Lenin, toprakları ve çiftlikleri devletleştirir. Üretilen tahılları Moskova‘ya naklettirir. Zavallı insanlar o kışı zor atlatırlar. 1921 ilkbaharında açlık nedeniyle ot, ağaç kabuğu ve yılan fare, kedi köpek ne bulurlarsa yerler. Kış bastırınca bunları da bulamazlar. Aile içi yamyamlıklar görülür. Sonra insan avı başlar. İş o noktaya gelir ki, tezgâhlarda insan parçaları satılır. Hapishanelerde mahkûmlar birbirini yer. Bu facianın benzerlerinden farkı, bu döneme ait çokça yamyamlık fotoğrafının bulunmasıdır. Moskova kılını bile kıpırdatmaz. Bu felaket, tarihe Povolzhye kıtlığı olarak geçmiştir.

Povolzhy ve Holodomor, Rusya tarihinin kara lekelerindendir.

Lenin’den sonra iktidara gelen Stalin de aynı baskıyı sürdürünce bir kıtlık daha patlak verir. 1932-1933 yıllarında benzer olaylar yine yaşanır.

II. Dünya Savaşı’nda yaşanan Alman işgalini, kurtuluş için fırsat görürler. Birçok Ukraynalı, Alman askerlerini geleneksel “tuz ve ekmek” sunarak karşılar. Almanlara fazla güvenirler. Hatta Alman toplama kamplarında gönüllü nöbetçilik yaparlar. Bunlara askerden kinaye askari denirdi.

Bir kere daha yanılırlar. Stalin, Ukrayna’ya saldırır. Onbinlerce insan öldürülür, milyonlarcası aç bırakılır. Bu öyle bir soykırımdır ki, Hitler‘in yaptığı yahudi soykırımının çok ötesindedir. Ukrayna’nın yaşadığı bu kırım Holodomor adıyla anılmaktadır.

Stalin’in bunun dışında bir vukuatı daha vardır. Tehlikeli gördüğü kim varsa Sibirya kamplarına gönderir. Bunlardan Gulag‘lara gönderdiklerine kasten yiyecek verilmez. Zavallı mahkumlar açlıktan birbirlerini yerler. II. Dünya Savaşı’nda perişan olmuş Sovyetleri askeri ve ekonomik yardımlarla ayağa kaldıran ABD, yapılan zulümlere dönüp bakmaz.

Aradan yıllar geçer, Sovyet Rusya tarihe karışır, Ukrayna bağımsız olur. Avrupa ve özellikle ABD sürekli sırtlarını sıvazlar yanınızdayız diye…

Ne hikmetse yaşananlardan ders çıkarılmaz. Oysa Ukraynalılar, kendi yaşadıklarından başka diğer ülkelerin başına gelenlere de şahit olmuşlardı. Mesela 1956 da Macaristan, 1968’de Çekoslavakya batının aynı tavırlarına aldanmış, Ruslar karşısında yüzüstü bırakılmışlardı.

Ukrayna bunca tecrübelere rağmen başkalarına güvenerek Rusya ile tekrar boğaz boğaza geldi. Yani tarih yeniden tekerrür etti.

Yazımıza bir Rus atasözü ile başlamıştık, bir Ukrayna atasözü ile bitirelim:

“Çadırını çingenelerle paylaşırsan gübre kaplı tarlada uyanırsın.”

(*) Rus atasözü

KAYNAKLAR
Abdürreşid İbrahim Efendi’nin Beyanatı, Tevhid-i Efkar, (6. 12. 1923)
“Execution By Hunger, The Hidden Holocaust”, Miron Dolot, W.W. Norton & Company, N.Y.-1987
The German Occupation of the Ukraine in 1918, Xenia Joukoff Eudin, The Russian Review, Vol. 1, No. 1, Published By: Wiley, November-1941
50 years ago: The famine holocaust in Ukraine: terror and human misery as instruments of Soviet Russian imperialism, Walter Dushnyk, (World Congress of Free Ukrainians, 1983), N. Y. 1983

Paylaşın:

Sevebilirsin...