Goygoycular

Paylaşın:

“Goygoycu” sözcüğü günümüzde, “Bilgisiz olarak, gereksiz yere çok konuşan kimse”, “Şakşakçı” anlamlarına geliyor. Kökeni, Muharrem ayında kapı kapı dolaşıp, ilahiler okuyarak dilenen kimselere dayanmaktadır.

XIX. yüzyıl İstanbul’unda, her yıl Muharrem ayında ilâhîler okuyarak dilenen kör dilenci kafilelerine denilirdi. Anadolu’dan gelip Şehzâdebaşı’ndaki vakfa ait Tabhâne (Tavhane) binâsında kalan körler, Muharrem ayının ilk günlerinde, önde kör olmayan sakat bir yedekçi olduğu halde 6’şar kişilik gruplar halinde şehre yayılır, Hazret-i Ali‘nin oğulları Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin efendilerimiz için mersiyeler, kasideler okurlar, ağıtlarının sonunda “Hey gaygulu (kaygılı) cânım” derlerdi. Zamanla bunun söyleyiş bozukluğundan “Hoy goygoy cânım” şekline geldiği, bunun için de bu kör dilenci kafilelerine “goygoycu” denildiği sanılıyor.

Goygoycular, Muharrem’in dışındaki aylarda şehrin iş merkezi olan yerlerde, belli noktalarda oturup dilenirler, Muharrem ayında ise şirket halinde çalışırlardı.

Sarı papuçları, beyaz cüppeleri, uzun asaları, beyaz yemeni sarılı külahları olan “goygoycular”, önde sürücüleri, birbirlerinin omuzuna sol elleriyle tutunup dizi halinde yürürlerdi. Altı körde ikişer gözlü birer heybe veya torba bulunur, içinde yiyecek-içecek konacak birer kap da konurdu.

İlk iki göze yağ, üçüncü ve dördüncü gözlere pirinç, bulgur; beşinci ve altıncı gözlere un, irmik; yedinci ve sekizinci gözlere şeker, sabun; dokuzuncu ve onuncu gözlere fasulye, mercimek; son iki göze de tarhana, çay ve kahve konurdu. Goygoycular ayrıca sadaka olarak para da alırlardı; hatta içlerinden bazılarının fazla erzakı pazarlarda sattığı da görülürdü. Bunlar başlarındaki külâhlarına ince beyaz yemeni sarar, sırtlarına ince beyaz cübbe, ayaklarına sarı pabuç giyerek ellerine aldıkları uzun bir asâ ile gezerlerdi.

Genellikle Darendeli olan “goygoyular”ın çalışmalarına Sultan II. Mahmud zamanında izin verilmiş, II. Meşrutiyet zamanında yasaklanmıştır.

Goygoycuların ilâhîlerinden bir beyit şöyledir:
“Gökte melek, yerde her cân ağladı
Nâr-i hasret ciğerleri dağladı
Mevlâ yâ hoy goygoy cânum!”

KAYNAKLAR
İstanbul Ansiklopedisi, Tercüman kültür hizmeti, III/, İstanbul-1983
“Goygoycular”, Ercümend Ekrem Talu, Resimli Tarih Mecmuası, III/36, İstanbul 1952,
Bir Zamanlar İstanbul, Ali Rıza Bey, shf. 85-86, Tercüman 1001 Temel Eser, İstanbul, ts.

Paylaşın:

Sevebilirsin...