Avrupanın timsahlarına ne oldu?..

Paylaşın:

Zaman, pek çok canlının soylarının tükenmesine neden olmuştur. En kuvvetli hayvanlar bile yaşanan tabiat hadiseleri karşısında dayanamayıp ortadan kalkmışlar. Mesela dinozorlar, tarihin en kuvvetli canlıları olarak bilinir. Yaşadıkları dönemde dünyanın hakimiydiler. Neden olduğu bugün de bilinmeyen sebep veya sebeplerle ortadan kalkmışlar. Onlarda başka hayvanların da soyu kurumuş. Kimi tabiat şartları, kimi insanların müdahalesiyle yeryüzünden silinmiş.  

İnsanların gadrine uğrayan canlılardan biri de timsahlar olmuş. Ancak şu ana kadar soyları kurumamış.

Timsahlar, bataklıklarda ve tatlı su kenarlarında yaşayan sürüngenlerdir. Uzun bir vücudu, kısa bacakları, yüzmesini sağlayan güçlü, uzun bir kuyruğu vardır. Çok kuvvetli çene ve dişleriyle avını yakaladığı anda kendi etrafında dönünce bütün kemiklerini kırar. Timsahlar yemek yemeden aylarca dayanabilir. Karşı konulamaz gücü nedeniyle Firavunlar döneminde kutsal hayvan muamelesi görmüş.  

Evliya Çelebi timsahı anlatırken şöyle der: “Bir ziyânkâr hayvândır kim, kertenkele ve kelere benzer. Dört ayağı ve kuyruğu vardır. Sırtı pul pul olup tüfek kurşunu işlemez. Ancak koltuğunun altı gâyet yumuşakdır, oradan vururlar veya başının tepesine dirhemli tüfeng isâbet ederse mürd olur. Mel‘ûn mahlûktur. “

İsmi duyulduğunda akla ilk gelen Nil’in sakinleridir. Sonra Missisipi nehrindekiler gelir. İlkine krokodil (crocodylus niloticus), ikincisine ise alligatör (alligator) derler ki İspanyolca kertenkele anlamındaki “el lagarto” kelimesinden gelir. Türkçede kullanılan timsah kelimesi Arapça bir sözcüktür. Mısır Kopt (kıpt)  kökenli emsakh kelimesinden gelir. Kökeni ise hiyerogliflerde geçen MSH kelimesine kadar dayanır. Evliya Çelebi’ye göre timsaha Acemler neheng, Türkler luy, Moğollar selkun, Sudanlılar vûlî derler.

Bugün yeryüzünde Afrika ve Amerika dışında yaşayan üçüncü cins timsaha gavyali (gavialide) derler ki, Çin, Malay ve Hindistan’da yaşar.

Tarihi kaynaklara baktığımızda başka yerlerde de timsahların yaşadığını görürüz. Mesela Evliya Çelebi, Hazar Denizi sahilinde, kıyıda ölüsü bulunan garip bir hayvanı, tasvirlerde görülen ejderhaya benzetir ve “neheng” olarak tesmiye eder.

Avusturyalı diplomat Baron Sigismund von Herberstein Rus çarını ziyarete gittiğinde görüp işittiklerini kaleme alır. 1549 yılında Rerum Moscoviticarum Commentarii (Moskova üzerine notlar) adını verdiği hatıralarında Belarus ve Rusya’nın orta bölgelerinde gördüğü yavru timsahlardan yılan diye bahseder. Çünkü hayatında hiç timsah görmemiştir.

Bundan yaklaşık 40 sene sonra Moskova’ya giden İngiliz tüccar, diplomat Sir Jerome Horsey, Belarus sınırında ölü bir timsahla karşılaşır. Hizmetçisine karnını yarmasını emreder. Ortaya çıkan koku yüzünden (gaz zehirlenmesi) bir kaç gün hasta yatar.

Yıllar sonra yapılan arkeolojik kazılarda Belarus başşehri Minsk’in merkezinde bulunan timsah kalıntılarından anlaşılacağına göre ebatları Afrika timsahlarından daha küçüktür. Bölgede en son timsah 1885 yılında Minsk’in Tatar bataklığında yakalanmış. İçi doldurularak bir okulda uzun süre tutulmuş. Ancak Bolşevik devriminde ortadan kaybolmuş.

Son araştırmalara göre timsahın varlığını gösteren kalıntılar 12. yüzyıla kadar gitmektedir. 1300’lerde derlemiş Rus Vakayinamelerinden Hypatian kroniklerinde ve 1582 tarihli Pskov Günlüklerinde de bu hayvanlardan bahsedilmektedir. Novgorod şehrinde nehirden çıkan timsahlar sokaklara yayılınca, insanlar dehşete kapılıp evlerine kapanmışlar.

Yabancı gezginler, timsah tasvirleri ve minik heykelciklerinden de bahsederler. Bunların bir kısmı çocuk oyuncakları, bazıları da tapınma aracı olduğu sanılmaktadır. Rusya’nın Perm bölgesinde, Çerdin şehrinde bulunan minik heykelcik bunun en belirgin örneğidir. Çerdin, Urallar’daki en eski şehirlerden biridir ki ahalisi Mısır’daki timsahın resmini bile görmemiştir. Benzer heykelciklerin imal etmeleri bir zamanlar çevrelerinde timsahların yaşadığını göstermektedir.

Sadece Rusya’da değil, Avrupa’nın diğer bölgelerinde de timsahların yaşadığı tahmin ediliyor. Mesela Norveç’te pek çok tarihi kilise duvarlarında görülen yılan ve ejderha resimlerinde bu gerçeğe atıf yapıldığı söylenir. En eski çizim, 1130’da inşa edilmiş Ornes‘dedir.

2012’de bilim adamları, eldeki iskeletlere göre Avrupa’da yaşayan timsah cinsinin 3 boyutlu bir modelini oluşturdular. Böylece milyonlarca yıldır yaşayan ve yakın zamanda yok edilen bir canlı türünü ibret nazarlarımıza sundular. 

Yedikıta Dergisi, sayı: 168 / Ağustos-2022

Paylaşın:

Sevebilirsin...