Efsane yaratıklar

Paylaşın:


Fantastik hikayeler dünyanın neresinde olursa olsun insanların hoşuna gidiyor. Her bölgenin kendine has efsanesi olduğu gibi her bölgenin de kendine has yaratıkları vardır. İskoçya’nın Loch Ness Canavarı, Türkiye’nin de Van gölü Canavarı meşhurdur. Biz insan-hayvan karışımı olanlardan bahsedeceğiz.

Charles Darwin (ö. 1882)’in, ünlü evrim teorisini kendisinden 100 yıl önce yaşamış bir müslüman alimden esinlenerek ortaya koyduğu söylenir. Erzurumlu İbrahim Hakkı (ö. 1780)’nın, kendinden önceki islam alimlerinin eserlerinden referans vererek anlattığı “canlıların tekamülü” fikrini eğip bükerek “evrim” teorisini geliştirmiş…

Sonra gelenler de Darvin’in görüşlerini tersyüz ederek daha materyalist bir şekle sokup bilimsellikten uzaklaşmışlar. Ancak onca araştırmaya rağmen hayvanın insana evrilirkenki halini gösteren tek bir delil (ara canlı) gösterememişler. Bazıları “Ali’nin külahını Veli’ye” metoduyla insan dişini maymun çenesine koyup “aha insanın atası” diye aleme yutturmaya kalkmışlar, bu da tutmayınca efsanelere yönelmişler.

1930’lu yıllardan itibaren medyada, ilk insanlara ait kemikler ve sahte maymunsu resimler yerini yarı insan yarı hayvan canlıların varlığına bırakır. Malzeme boldur. Himalayalarda Yeti, Kuzey Amerika’da Big foot (Kocaayak) ve Sasquatch, Güney Amerika’da Marikoks, Kafkas, Urallar, Moğolistan’da Almas, Sibirya’da Çuçuna, Japonya’da Hibagon, Çin’de Yeren ( Xueren), Avustralya’da Yowi, Afrika’da Tikoleşe… Hepsinin ortak üzelliği “yarı insan yarı maymun” olmalarıdır.

Bilim çevrelerince reddedilmesine rağmen bunların evrim artığı canlılar olduğu bile konuşulur. Bazı çevreler zaman zaman insanlardaki merak duygusunu kaşımak için haberler yaparlar. Ne zaman bir “monster” filmi çekilse, pazarlamacılar; “Bilim adamları Yeti’nin varlığını onayladı” gibi haberler yayınlatırlar.

Canavarlar hakkındaki rivayetlerin tümü “at yalanı sevsinler inananı” çerçevesinden öte gitmediği halde insanlar bunları konuşmaktan ve yazılanları okumaktan hoşlanır.

İnsanlık tarihi boyunca nesilden nesile anlatılan efsane yaratıklara kısa bir göz gezdirelim.

Yeti’ye ait olduğu iddia edilen 1980 tarihli ayak izi

YETİ
Bazılarının Himalayalar’da yaşadığına inandığı, primat-benzeri, büyük bir yaratıktır. Türkçeye “Karadamı” diye tercüme edilmiştir.

Boyu hakkında rivayet muhteliftir, 2,5 ila 4 metre arasında, güçlü kuvvetli bir yaratık olduğu iddia edilir.

Her ne kadar böyle bir varlığın yaşadığına inananlar mevcut olsa da bilim adamlarının çoğu, Yeti’nin efsanevi bir yaratık olduğu fikrindedir.

SASKUAÇ (Sasquatch)
Sasquatch, Saliş dillerinden Halkomelem lisanında “yabani insan” anlamına gelir. ABD’nin kuzeybatı ve Kanada’nın batı kesimlerinde yaşadığına inanılan iri, kıllı, maymun benzeri yaratıktır. Amerikalılar buna Big Foot (Kocaayak) ta derler. Sasquatch’ın ayak izlerini gören ilk insanın 1811 İngiliz kaşif David Thompson olduğu söylenir Ayak izlerine bakarak yapılan tahminlere göre canavarın boyu 2,5-4,5 metre arasındadır.

ALMAS (Çuçuna)
Almas veya Alma, Moğolların “vahşi insan” için verdikleri isimdir. Çuçuna da denir. Daha çok insana, biraz da hayvana benzediği söylenir. Kafkasya’dan Altay Dağlarına, Pamir dağlarından güney Moğolistan’a namı yürüyen bir “bilinmeyen insansı hayvan” türüdür. Araştırmacı Colonel Przhevalski, 1879’de Moğolistan’da vahşi at ve develeri incelerken bu maymun adamı gördüğünü iddia etmiştir.

1925 te General Mikhail Topilsky ve askerleri Pamir Dağları’ndan Afganistan sınırına doğru kaçan düşmanlarını takip ederken gördükleri kocaman ayak izlerini takiben bir mağaraya gelirler. İçeridekilere dışarı çıkmaları için uyarıda bulunan askerler cevap almayınca ateş açarlar. Vücudu uzun kıllarla kaplı, insana benzer kocaman bir yaratık inleyerek dışarı çıkar. Görgü tanıklarına göre çenesi dışarıya doğru çıkıntılı, alnı ise içeriye çekiktir. Tabur doktoru yaratığı muayene ettiğinde, bunun insan olmadığını söyler ve askerler yaralı yaratığı orada bırakırlar.

Igor Bourtsev ve Almas’a ait olduğunu iddia ettiği kalıntı

Kendini “Kar Adamı Avcısı” olarak ilan eden Rus Igor Bourtsev 21 Ağustos’ta Tacikistan’da Pamir-Alay Dağlarının Gissar bölgesinde Almas’a ait 34 santimlik bir ayak izi bulduğunu iddia eder. Igor’dan başkalarının da “gördüm” demesi üzerine 1988’de Sovyet Kültür Bakanlığı 1988 yılında resmi bir keşif heyeti hazırlar. Heyet aylarca çalışmasına rağmen bir şey bulamaz.

HİBAGON
Japonların “Yeti” si veya Kocaayağıdır. Genellikle kızarık kahverengi veya siyah renkli kıllarla kaplı olarak tanımlanır ve bazen göğüs veya kollarında yama gibi duran beyazlıklar vardır. Maymuna benzeyen suratı kıllarla kaplıdır. Başı kocaman ve ters üçgen şeklinde tarif edilir. Elbette kötü kokulu ve çirkin bir yaratıktır. Siz hiç canavar tarif eden birinin mis gibi kokan yakışıklı bir canavar gördüm dediğini işittiniz mi?..

YEREN (Xueren)
Orta ve güney Çin’in uzak ormanlarında yaşadığı iddia edilen yarı insan, yarı maymun yaratıktır. Ortalama altı buçuk metre boyunda olduğu ve kalın kahverengi veya kırmızı saçlarla kaplı olduğu söylenir. Koca karınlı, maymun ağızlı ve büyük kulaklıdır. İnsanlarınkine çok benzeyen ayak izleri bırakır. Ayak başparmağı on beş santim uzunluğundadır. Eğer bir insanı yakalarsa çatır çatır yer. Çinliler yaratığın en son 2000 yılında görüldüğünden eminler.

YOVİ (Yowie)
Avustralya’da vahşi doğada yaşadığı söylenen insan-maymun karışımı bir mahluktur. Aborjinler böyle iddia ederler, bazı İngilizler de buna inanır. Queensland bölgesinde görüldüğü iddia edilene Kuinkin (Quinkin), New South Wales’te görülenine ise Jurrawarra veya Myngawin denir.

TİKOLOŞ (Tokoloshe veya Tikoloshe)
Afrikada Zulu mitolojisinde kısa tüylerle kaplı insanımsı bir yaratıktır. Canavarlar dünyasında” özel korumalık” yapan tek türdür. Bazı kabile büyücüleri canını sıkan insanları Tikoloş göndererek cezalandırabilir. Tikoloş bunları, kesilen cezaya uygun olarak korkutur veya hasta eder. Suç büyükse öldürür. Tikoloşların en büyük özelliği bir çakıl taşı yutarak kendilerini görünmez hale getirmeleridir.

MARİKOKS (Maricox)
Güney Amerika’da Brezilya’nın yağmur ormanlarını mekan tuttuğu iddia edilen köpekler gibi tüylü, vahşi, dev bir insanımsı yaratıkmış. Üstelik silah bile kullanabiliyormuş. Rivayete göre 1914 yılında Percy Fawcett adındaki bir araştırmacı, Amazon bölgesinde antik bir şehrin kalıntılarını ararken görmüş.

MOGOLLON
1903 yılında I. W. Stevens adında biri tarafından Arizona’da görülmüş. Dizlerine kadar gri sakalı olan kocaman bir yaratık olduğunu iddia eder.

GREY MAN (İskoç Gri Adam)
Kimyager J. Norman Collie, İskoçya’nın en yüksek ikinci zirvesi olan Ben Mac Dui’ye tırmanmak ister. Yürüyüş sırasında arkasında korkunç bir varlık olduğunu hisseder. Tırmanmaktan vazgeçer. Zaman içinde başka kimseler de aynı iddiada bulunurlar.

EBU GOGO
Endonezya’nın Flores adasında herşeyi yiyen bir insanımsı maymunun varlığına inanılır. Tüylü ve iriyarıdır. Gerçekten Flores’te yapılan kazılarda insanımsı kemikleri (Homo Floresiensis) bulunmuştur. Yapılan incelemelerde bunun 50 bin yıl önce soyu tükenen bir hayvan olduğu anlaşılmıştır.

ORANG PENDEK
Sumatra adasının ormanlık kesiminde yaşadığı söylenir. Kısa boylu uzun kollu ve geniş omuzlu bir yaratıktır. Yaratıkların belki de en zararsızıdır. Sadece kendini tehdit altında hissederse taş atabilir.

AGOGWE
XX. yüzyılın başlarında Tanzanya’da yapılan bir arslan avı sırasında William Hichens tarafından görüldüğü iddia edilen insanımsı canavardır. Düz yürüyen kahverengi saçlara sahip tüylü bir yaratıkmış. Canavarlar aleminin en kısa (1 metre) boylusudur.

KUŞTAKA (Kushtaka)
Alaska’lıların Kocaayağıdır. Maymunsudur ve cinsiyetsizdir. Pasifik Tlingit dilinde “kara su samuru” anlamına gelir. Su Samurları masum ve sevimlidir, bu ise şeytan gibidir. İnsanın ruhunu çalarak onu dileği gibi güder. Tek değil sürüler halinde dolaşır. Harry D. Colp 1900 yılında Thomas körfezinde yaptığı keşif gezisinde bu mahluka rastlar. Ekipteki bir arkadaşlarını kaçırmışlardır.

Örümcek maymununu canavar diye pazarlamışlar.

Aktör Charlie Sheen 2013 yılında özel bir uçakla bu yaratıkları aramak için giderse de eli boş dönmüştür.

DE LOYS MAYMUNU (De Loys Ape)
1920’lerde İsviçreli bilim adamı Francois de Loys, Venezuella’yı rahatsız eden insan büyüklüğünde bir canavar yakaladığını iddia ederek fotoğrafını çeker. 1980’lerin sonlarında basit bir örümcek maymununun manipüle edilmiş fotoğrafı olduğu anlaşılır.

OHIO GRASSMAN
Kuzey Amerika’da görülen Bigfood türlerindendir. Diğerleri Missouri’de Momo, Illinois’te Tuttle Bottoms Monster‘dir. Güya tahıl tarlalarına dadanan ve köpekleri öldüren bir yaratıktır.

SKUNK APE
Florida’nın Everglades çöllerinde yaşar. Swamp Cabbage Man veya Stink Ape olarak adlandırılır. Kürkle kaplıdır. Çürük yumurta gibi kokar. Vukuatları arasında kamp alanlarına ve kulübelerine dadanmak, bir geyiği öldürmek vardır. Damak zevkini anlatan bir başka olaya göre bir leşi parçalamış ve sadece karaciğerini yemiştir.

MAPINGUARY
Amazon ormanlarını mekan tutan yaratıklardan biridir. Kıllı tüylü ve kaslı bir vücuda sahiptir. Diğer canavarlara kıyasla tembeldir.

GULYABANİ
Yolculara ve gezginlere musallat olduğu, hatta onları yediği düşünülen insanımsı görünüşlü ruhani varlık. İri ve çok uzun vücudu sarı ve kırmızı kıllarla kaplıdır ve pis kokuludur. Her yörede farklı icraatlerinden bahsedilir. Geceleyin at koşturmayı, mezarlıklardan geçenlerle ilgilenmeyi, çocuk oyunlarını ve at kuyruğu örmeyi çok sever.

KAYNAKLAR
Burhân-ı Kâtı, Mütercim Asım Efendi, TDK yayınları, Ankara-2000
Marifetname, Erzurumlu İbrahim Hakkı, İstanbul-1984
On Monsters: An Unnatural History of Our Worst Fears, Stephen Asma, Oxford University Press, 2009
Mongolia, the Tangut Country and the Solitudes of Northern Tibet, Nikolai Mikhailovich Przhevalskii, Bibliobazaar, 2015
Bigfoot: The Yeti and Sasquatch in Myth and Reality, John Napier, Publisher EP Dutton, 1973
Twilight of the Mammoths: Ice Age Extinctions and the Rewilding of America, Paul S. Martin, University of California Press, 2007

Paylaşın:

Sevebilirsin...