Kudüs’ün Dünü ve Bugünü

Paylaşın:

kudus

Herşey 638 yılı Şubat’ında, Halife Hazret – i Ömer’in Kudüs’e gelmesiyle başladı. Hizmetçisi ile nöbetleşe bindikleri beyaz deve üzerinde hizmetçi, hemen yanında yaya olarak Hazret – i Ömer bulunuyordu. Bu, Kudüs tarihinde görülmüş şey değildi. İlk defa farklı bir zihniyet Kudüs’ün yönetimini eline geçiriyordu.

Hazret – i Ömer, şehrin büyüğü olarak yanına aldığı Patrik Sophronios’la birlikte kutsal yerleri ziyarete başlar. Hıristiyanlarca kutsal mezar olarak bilinen yere geldiklerinde sabah namazı vakti girmiştir. Patrik, seccadesini buraya serebileceğini söylediğinde Halife, muhteşem bir anlayışı yansıtan şu berrak cevabı verir; “Eğer burada namaz kılarsam, Müslümanlar burayı sizin elinizden alıp mescid haline getirirler.”

Seccadesini biraz ileriye serer. Nitekim burası daha sonra mescid haline getirilir ve Ömer Camii olarak anılır. Asırlar sonra Hıristiyan dünyasının bu jeste verdiği karşılık ise çok dehşetli olmuştur.

Tarihi boyunca Kudüs’ü ele geçirenlerin şehre hediyesi katliam, sürgün ve yağma olmuştur. Asurlular, Romalılar ve hatta Yahudiler…

Mesela Müslümanlardan 15 sene önce 614’te II. Hüsrev komutasında şehre giren İran Sasani ordusu, yerli Yahudilerin yardımı ile binlerce Hıristiyanı kılıçtan geçirir. Şehrin en kıymetli eşyası olan kutsal haç, İran’a götürülür. Hemen ardından Heraklius Kudüs’ü ele geçirdiğinde ise, şehirdeki Yahudiler aynı muameleyi görürler. Bu dinlere mensup insanlar, en mutlu yıllarını Müslümanların kontrolü altında yaşarlar.

Aradan asırlar geçer. 27 Kasım 1095 Salı günü, Papa II. Urban, tarihin akışını değiştirecek olayları başlatan ünlü vaazını verir. Şövalyelikten gelen II. Urban, Fransa’da Clermont’taki tahtında, Kutsal Şehir Kudüs’ün Müslümanlardan kurtarılması gerektiği anlatır. Oysa o günlerde Kudüs Hıristiyanları kurtarılmayı bekleyen bir yaşantı içinde değillerdi. Böyle bir çağrı da yapmamışlardı.

Ahmet Sarbay, Geçmişe Mazi Derler, 2003

Kudüs’ü ele geçiren Haçlılar işlerini bitirdiğinde şehrin sokakları insan cesetleriyle doludur. İşgal sırasında şehirde bulunan katolik papaz Fulcherius Carnotensis olayları şu şekilde anlatır;

“Şövalye ve askerlerimiz öldürdükleri insanların midelerini deşip, bağırsaklarının içlerini boşalttılar ve sağken yuttukları altınları aldılar. Bütün evlere giren askerlerimiz bir kişinin bile sağ kalmasına izin vermediler Hatta bebeklerin ve yalvaran kadınların bile…”

Fulcherius Carnotensis, Gesta Francorum Iherusalem Peregrinantium (F. Rita Ryan, Fulcher of Chartres, A History of the Expedition to Jerusalem 1095-1127, Kudüs Seferi)

Paylaşın:

Sevebilirsin...