Londra Canavarı

Paylaşın:

Bir zamanlar üzerinde güneş batmayan imparatorluk olan İngiltere’de insanlık tarihine önemli katkılarda bulunan insanlar yetişmiştir. Aralarında büyük denizciler, bilim adamları, şairler ve yazarlar olduğu kadar nev-i şahsına münhasır katil ve manyaklar da bulunuyordu. İkinci gruptan söz açıldığında akla hemen Karındeşen Jack gelse de biz başka birinden bahsedeceğiz. 1788 ile 1790 yılları arasında Londra’lı kadınlara terör estiren bir manyaktan, Londra Canavarı’ndan…

İngilizlerin Monster (Canavar) adını verdikleri bu manyak bir katil değildi. Tek yaptığı, Londra sokaklarında dolaşırken tenhada karşılaştığı kadınların kalçalarını bıçakla dürterken bir yandan da müstehcen sözler söylemesiydi.

Kurbanların çoğu varlıklı ailelerden geliyordu. Herkes farklı şeylerden bahsediyordu. Bazıları, adamın dizlerine bıçak bağladığını iddia ederken, bazıları etek ve elbiselerinin arkasının bıçakla kesildiğini, bazıları manyağın elindeki çiçek demetine gizlediği sivri uçlu bir aleti yüzlerine savurduğunu bazıları da dayak atıp kalçalarına tekme savurduğunu iddia ediyordu.

Anlatılanların tek ortak yanı; saldırganın yardım gelmeden ortadan kaybolması idi. Raporlara göre kadınların kıyafetleri kesilmiş halde bulunmuş, bazı kadınlar da ciddi şekilde yaralanmışlardı.

İki yıl içinde 50’den fazla genç kadın aşağılık bir manyağın kurbanı oldu.
Ortalıkta bir sapık vardı ama suçlu bir türlü yakalanamıyordu.

Hanımlar, korkularından kalçalarını korumak için geniş eteklerin altına tava, tepsi ve diğer metal nesneleri bağlamaya başladılar.

İngiliz sigorta aleminin kurucularından biri olan John Angerstein, suçlunun yakalanması için büyük bir ödül teklif etti. İngiliz toplumu çılgına döndü. Silahlı silahsız kelle avcıları sokakları doldurdu. Daha büyük bir kaosa neden oldu.

13 Haziran 1790’da Anne Porter, saldırganı St. James’s Park‘ta gördüğünü iddia etti. Erkek arkadaşı John Coleman da gösterdiği adamı takip etmeye başladı. Bu kişi 23 yaşındaki çiçekçi Rhynwick Williams idi. Williams yakalanıp yargılandı.

Olayın mahkeme safhası böyle karikatürize edilmişti.

Daha ilk duruşmada bazı kurbanların manşetlere çıkmak için kendilerine yönelik suikast girişimleri uydurdukları ortaya çıktı. Mahkeme şok oldu. İkinci bir duruşma planlandı. Eksantrik İrlandalı şair Theophilus Swift, şüpheliyi savunmak üzere davaya katıldı.

Dava, Londralılar arasında eğlenceye dönüştü. Kalçasına bakır tencere çizilmiş kadınlar karikatürize edildi.

Durum ne olursa olsun, Williams suçlu bulundu. Üç ayrı suçtan hüküm giydi ve her biri ikişer yıl olmak üzere toplam altı yıl hapis cezasına çarptırıldı. Aralık 1796’da Newgate Hapishanesi’nden serbest bırakıldı.

Williams’ın suçsuz olduğuna inananlar da olmuş. Şöyle diyorlar; “Yetkililerin, ahaliyi sakinleştirebilecek bir kurbana ihtiyacı vardı. Bunu da başardılar.”

Londra canavarının öyküsünün yol açtığı halk tepkisi, devamında bir dizi şehir efsanesini de beraber getirdi. Ripper Jack (Karındeşen Jack), Spring-heeled Jack (Zıplayan Jack) ve Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street (Fleet Sokağı’nın şeytani berberi Sweeney Todd) bunlardandır.

Olur Böyle Vakalar, Ahmet Sarbay

Paylaşın:

Sevebilirsin...