Balık, kent, şehir, gârâ

Paylaşın:

Balık (Balk=Balkh), Göktürk harfleriyle yazılmış kitabelerde “şehir” anlamında kullanılan bir kelimedir. Orijinali balk, balh (بلخ) idi. Ağızlarda balık şekline dönüşmüştür. Batılı kaynaklar Bactria, Hindliler Bâhlîka derler. Orhun yazıtlarında “balıktakiler dağa çıkmış, dağdakiler de aşağı inmişti” şeklinde kullanılmıştır. Tonyukuk Kitâbesi’nde Çin’e yapılan akınlardan bahsedilirken yirmi üç Çin balığının tahrip edildiği anlatılır. Yine Göktürkçe yazılmış Ongin Yazıtı’nda “kamug balıkka tegdim” (bütün şehirlere yetiştim) cümlesi geçmektedir.

Hanbalık (Günümüzde Pekin) Türkler hangi devlet olursa olsun hükümdarın oturduğu şehre Hanbalık derlerdi

Oğuz Türklerinde balık sözünün diğer bir anlamı da “çamur”dur. Balçık kelimesinin balıktan geldiği tahmin edilmektedir. Kelime aslında “bal” kökü ile bir nevi toprağı ifade etmekteydi ve Türkler’in kurdukları şehirlerdeki binalar hatta şehir surları daha çok çamur-toprak (kerpiç) ile yapılmıştı. Çin kaynaklarında Asya Hunlarının evlerini “dövülmüş toprak”tan yaptıklarından bahsedilmektedir.

Uygurlar büyük şehirleri küçük şehirlerden “ulug balık” adıyla ayırıyorlardı. Türkçe balık sözü Moğolca’ya “balkat” olarak geçmiştir. Çoğulu “balakat” tır.

Balık kelimesiyle ifade edilen bazı şehirler şunlardır:

Belh (Bugünkü Afganistan’da bir şehir) Beşbalık (Uygur Hâkanlığı’nın başşehri), Hanbalık (Hazar Hâkanlığı’nın başşehri olan İtil aynı zamanda Çin başşehri Pekin), Baybalık (Orhon ile Selenga’nın birleştiği bölgede), Ordubalık (Karabalgasun), Koçubalık (Turfan), Şantungbalık (Çin’in doğusunda), Togubalık (Dokuz Oğuz’a ait)

Balık kelimesi Uygurlar’ın son zamanlarına doğru yerini Soğdca’dan gelen “kent” ve Farsça kökenli “şâr” kelimelerine bırakarak unutulmuştur.

Şâr, içinde yaşayanların çoğunlukla ticaret, sanayi ve yönetim gibi işlerle uğraşan büyük yerleşimlere denir. Şar kelimesi ise türkçeleşmiş ve “şehir” adını almıştır.

Kent kelimesi Oğuz boyları tarafından kullanılmıştır. Köyden büyük yerleşim yeri için kullanılırdı. Selçuklu Türkleri buna “Kede” de derdi.

Gârâ “hisar” demektir. Selçuklularda “gârât” olarak ta kullanılmıştır. Kayı boyları “pârgân” derlerdi.

KAYNAKLAR
Divanu Lügati’t Türk, Kaşgarlı Mahmud, İstanbul-2005
Amasya Tarihi, H. Hüsameddin Efendi, Ankara-1986

Paylaşın:

Sevebilirsin...